Dijital Çağın Tuzağı: Anlık Mutluluk mu, Sürdürülebilir Mutluluk mu?

Sosyal medya ve online alışverişin sunduğu anlık haz, uzun vadede tatminsizlik ve hatta psikolojik sorunlara yol açabiliyor. Uzman Psikolog Jülide Unutmaz’ın uyarıları, dijital dünyanın bilinçsiz kullanımının getirdiği tehlikeleri gözler önüne seriyor.

İSTANBUL (İGFA) - Türkiye nüfusunun g,4'ünün sosyal medya kullanıcısı olduğunu hatırlatan Uzman Psikolog Jülide Unutmaz, sosyal medyanın anlık dopamin salgılayarak bağımlılık riskini artırdığını ve gerçekçi olmayan bir mutluluk algısı oluşturduğunu vurguluyor. "Sürekli olarak başkalarının 'mükemmel' hayatlarını görmek, bireylerin kendi yaşamlarını olumsuz değerlendirmelerine, kendilerini yetersiz hissetmelerine ve kıskançlık duygularının yükselmesine neden olabiliyor. Bu durum, özsaygı problemlerini tetikleyerek ruh sağlığını olumsuz etkiliyor." diye açıklıyor Unutmaz.

Online alışverişin de benzer bir tuzak olduğunu belirten Unutmaz, "Anlık satın alma dürtülerinin kontrol altına alınmaması, finansal sorunlara ve bununla birlikte gelen kaygı ve strese yol açabiliyor. Borçlanma, ruhsal dengeyi daha da bozan önemli bir faktör haline geliyor. Bu nedenle, dijital platformları bilinçli ve dengeli kullanmak, psikolojik sağlığımız açısından son derece önemlidir." diyor.

Dijital Denge: Gerçek Mutluluğun Anahtarı

Sosyal medya ve internetin tamamen kötü olduğunu söylemenin doğru olmadığını, fakat bilinçli kullanımın şart olduğunu vurgulayan Uzman Psikolog Jülide Unutmaz, "Anlık mutluluk kaynaklarını tamamen reddetmek yerine, bunları nasıl ve ne kadar kullandığımızı kontrol etmeliyiz. Gerçek mutluluk, denge ve farkındalıkta yatıyor. Dijital detokslar yapmak, bilinçli içerik tüketmek ve sosyal medyada geçirilen süreyi sınırlamak, sağlıklı bir zihin için kritik öneme sahip. Alışverişte ise ihtiyaç ve istek arasındaki farkı iyi ayırmak, anlık haz yerine uzun vadeli tatmini sağlayabilir." şeklinde konuşuyor.

Sürdürülebilir Mutluluk: İçsel Denge ve Anlamlı İlişkiler

Gerçek mutluluğun anlamlı ilişkiler, kişisel gelişim ve içsel denge ile sürdürülebilir olduğunu belirten Unutmaz, "Sürekli mutlu olma beklentisi gerçekçi değil. İnsan psikolojisi inişli çıkışlıdır ve her duygu, bir ihtiyacımıza işaret eder. Mutsuzluk, kaygı veya üzüntü de anlamlıdır ve işlenmesi gerekir. Herkes mutluluk tanımını kendine göre oluşturmalı. Toplumun veya medyanın empoze ettiği mutluluk anlayışına körü körüne kapılmaktansa, kendi değerlerimiz doğrultusunda bizi gerçekten neyin tatmin ettiğini keşfetmeliyiz. Gerçek mutluluk, dışarıdan gelen geçici uyaranlarla değil, kişinin kendini anlaması ve geliştirmesiyle mümkün olur." diyerek sözlerini tamamlıyor.